Röportaj -Serkan Aydın - Gülsin Onay

“Belki bir Chopin nocturne ya da Bach prelüdü.” GÜLSİN ONAY

İlk resitalini altı yaşında TRT İstanbul Radyosu’nda veren Gülsin Onay, piyano ve müzik eğitimi yolculuğuna oldukça küçük yaşta, yaklaşık 3.5 yaşında başlamış. Annesi piyanist, babası ise kemancıydı ve müziğe olan tutkusu ailesi tarafından desteklendi. Özellikle annesinin müziğe olan sevgisi, onun için önemli bir ilham kaynağı olmuş.

Kariyeri boyunca pek çok müzisyenden ve sanatçıdan ilham almış. Özellikle büyük piyanistlerin yorumları ve performansları ona ilham vermiş. Ayrıca, hocaları A. Adnan Saygun, Mithat Fenmen, Nadia Boulanger ve mentorleri de Onay’ı yönlendiren önemli figürlerdi.

Gülsin Onay’ın Erenköy’deki ailesi ile yaşadığı köşkte, üzüm bağları, gül bahçeleri olan bu mekan, birçok anı barındırıyor; özellikle müzikle dolu günler ve ailesiyle birlikte zaman geçirdiği o tatlı anıları asla unutamıyor. Aslında hikayesi Erenköy’deki bu köşkte başlamış.

Dünyaca ünlü müzik eleştirmeni Peter Cosse, Gülsin Onay için şöyle demiş;

“Duyarlı bir keskinliğe ve zeki bir parıltıya, en hassas şeyleri bile maharetli parmaklarına neredeyse gülümsercesine emanet etme yeteneğine sahip ve tutkulu bir sanatçı. Hayal gücü yüksek, mükemmel bir piyanist.”

Dünya çapında bir yeteneği yakından tanımanın keyfini sizlerle paylaşmak istedim ve başladık tatlı sohbetimize. Ben sordum ve tek bir sorumu cevapsız bırakmaksızın yanıtladı. Sohbete başlamadan önce, dünya çapında bir sanatçı ile tanışmak ve sohbet fırsatını bana verdiği için kendisine çok teşekkür ederim.

Müzik oldukça uzun soluklu bir sanat dalı, seneler içinde tekniğinizi nasıl geliştirdiniz? Eğitim hayatınızda sizin için en önemli öğretmeniniz kim?

Tekniğimi geliştirmek için sürekli çalıştım. Farklı repertuvarlar denemek, ustalık sınıflarına katılmak ve farklı müzisyenlerle iş birliği yapmak benim için çok önemliydi. En önemli öğretmenim, bana sadece teknik değil, aynı zamanda müziğin ruhunu da öğreten hocalarımdı.

İlk konseriniz veya solo repertuarınızı nasıl oluşturdunuz?

İlk konserim, benim için çok heyecan vericiydi. Altı yaşındayken İstanbul Radyosu’nda verdim. Repertuarımı oluştururken hem klasik eserleri hem de kendi duygularımı yansıtan parçaları seçmeye özen gösterdim. Bu süreç, beni daha iyi tanımama yardımcı oldu.

 

Günlük çalışma düzeninizi merak ediyorum. Neler yapıyorsunuz?

Günlük çalışma düzenim oldukça disiplinli. Genellikle sabah erken saatlerde başlarım. Isınma egzersizleri, teknik çalışmalar ve repertuvarıma odaklanırım. Ayrıca, zaman zaman yeni eserler öğrenmek için farklı stilleri de deniyorum.

Polonya Hükümeti tarafından Frederic Chopin yorumlarınız neticesinde Polonya Devlet Nişanı ile onurlandırıldığınızı biliyor ve takdir ediyoruz. Sizin için Frederic Chopin neler ifade ediyor?

Chopin, benim için sadece bir besteci değil, aynı zamanda duyguların en derin ifadelerinden birini sunan bir sanatçı. Onun eserlerinde, romantizmin ve melankolinin derinliğini buluyorum.

Konser vermeyi çok sevdiğiniz ve size ilham veren mekanlar olduğunu biliyoruz, nereler?

Mekanlar, her biri farklı bir atmosfer sunuyor. Özellikle tarihi konser salonları ve açık hava etkinlikleri benim için ilham verici. Bu mekanlarda performans sergilemek, müziğin ruhunu daha da derinleştiriyor.

Sahneye çıkmadan önce, yıllar geçmesine rağmen heyecan oluyor mu? Ne hissediyorsunuz?

Evet, sahneye çıkmadan önce hâlâ heyecanlanıyorum. Bu, müziğe olan tutkumun bir göstergesi. Her konserde yeni bir deneyim yaşıyorum ve bu beni heyecanlandırıyor.

Konser öncesi nasıl hazırlıyorsunuz? Bizlerle en unutulmaz konser hatıranızı paylaşır mısınız?

Konser öncesinde derin nefes alırım ve zihnimi sakinleştiririm. Unutulmaz bir konser anım, bir yaz akşamı açık hava konserinde yaşandı. Dinleyicilerin her notaya eşlik ettiğini görmek harikaydı.

Sizi en çok etkileyen müzisyenler kimlerdir?

Bach, Chopin, Liszt gibi klasik bestecilerin yanı sıra, modern müzisyenlerden de ilham alıyorum. Her biri, farklı bir bakış açısı sunuyor.

Tüm dünyada müzik anlayışı değişmeye başladı. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?

Müzik, her zaman evrilen bir sanat dalıdır. Teknolojinin etkisiyle yeni tarzlar ve yaklaşımlar ortaya çıkıyor. Bu değişimler müziği daha geniş kitlelere ulaştırma fırsatı sunuyor.

Türkiye’de Klasik Müziğin gelişimini sizce nasıl?

Türkiye’de klasik müziğin gelişimi oldukça heyecan verici. Genç yetenekler, yeni projeler ve festivallerle müziği ileri taşıyor. Ancak daha fazla destek ve fırsat sağlanması gerektiğine inanıyorum.

Size ilham veren yerel müzik unsurları nelerdir? Etnik müzik ile klasik müzik arasında herhangi bir bağ var mı?

Yerel müzik unsurları, zengin kültürel mirasımızı yansıtıyor. Etnik müzik, klasik müziğe farklı bir renk katıyor ve bu iki tür arasında güçlü bir bağ olduğuna inanıyorum.

Piyano çalmak sizin için ne anlama geliyor? Bir müzisyen ve sanatçı olarak başarı kriteriniz nedir?

Piyano çalmak, benim için bir ifade biçimi. Müzik, duygularımı ve düşüncelerimi en iyi şekilde aktardığım yol. Başarı kriterim, dinleyicilere duygusal bir deneyim sunabilmek.

Almanya’nın en köklü gazetesi Göttinger Tageblatt’ta Alman dinleyicisine şu sözler ile takdim edilir:

“Piyanist, sadece olağanüstü teknik ustalığı ile değil, müzikal zekâ ve anlayışın sık rastlanmayan bir birleşimi ile de dinleyiciyi fethediyor. İhtişam, olağanüstü cümleleme, müzikal enerji ve zekâ mükemmel biçimde dengeliyor.»

Genç müzisyenler yollarını nasıl bulacaklar, onlara önerileriniz neler?

Genç müzisyenlere önerim, kendilerini sürekli geliştirmeleri ve farklı stilleri denemeleri. Ayrıca, diğer müzisyenlerle iş birliği yapmak ve sahne deneyimi kazanmak çok önemli.

Yıllarca aynı parçaları defalarca çalıyorsunuz. Bu müziklerin güncel kalmalarını nasıl sağlıyorsunuz?

Her çaldığım parçada yeni bir şeyler keşfetmeye çalışıyorum. Eserlere farklı bir bakış açısı getirerek, onları sürekli taze tutuyorum.

Tüm dünyaya ilham veren ünlü bestecilerin eserlerini yorumlarken hangi duyguyla hareket ediyorsunuz? Bu eserlere yeni bir ruh kazandırmak zor olmuyor mu? Bu doğrultuda sizi besleyen güç nedir?

Eserleri yorumlarken, her zaman duygusal bir derinlik arıyorum. Bestecilerin ruhunu anlamaya çalışmak, benim için çok önemli. Bu süreçte, müziğin gücü ve dinleyicilerin tepkileri bana ilham veriyor.

Tüm dünyada bilimsel sanatın gelişim kuralları sizce nelerdir?

Bilimsel sanatın gelişiminde eğitim, deneyim ve sürekli yenilikçi yaklaşımlar önemli. Sanat, bilimle bir araya geldiğinde daha da güçleniyor.

Başarılı bir müzisyen olmak için müzik yeteneğinin dışında, farklı beceri ve yeteneklere ihtiyaç var mı?

Evet, başarılı bir müzisyen olmak için sadece müzik yeteneği değil, aynı zamanda iletişim becerileri, sahne deneyimi ve disiplin de gerekiyor.

Size ilham veren kaynaklar neler?

Doğa, sanat, edebiyat ve insan ilişkileri, benim için ilham kaynakları. Her biri, müziğime farklı bir yön katıyor.

Meslek hayatınızda sizi en çok mutlu veya mutsuz eden konserleriniz var mı?

En mutlu olduğum konser, dinleyicilerin her anı benimle paylaştığı bir etkinlikti. Mutsuz olduğum bir konser ise, beklediğimden daha fazla hata yaptığım bir deneyimdi ama bu da öğrenme sürecimin bir parçasıydı.

Kiminle aynı sahnede çalma veya çalışma imkânınız olsun isterdiniz?

Pek çok müzisyenle çalışmayı çok isterim ancak özellikle Anne-Sophie Mutter ile müziği paylaşmak benim için bir hayal.

Çok fazla seyahat ediyor, çok çalışıyor ve çok konser veriyorsunuz. Zor ve stresli zamanlarla nasıl baş ediyorsunuz? Motivasyon kaynağınız nedir?

Stresle başa çıkmak için yumuşak spor, yürüyüş yapmayı ve meditasyonu tercih ediyorum. Müzik, benim en büyük motivasyon kaynağım.

Peki bunca koşturma içinde özel hayat? Hiç evlendiniz mi? Evlendiyseniz, çok yoğun bir müzisyen olarak siz ya da eşiniz zorlandınız mı? Seyahatler ve özlemler açısından zor olsa gerek.

Özel hayatım da benim için çok önemli. Evlendiğimde, yoğun programlarımız nedeniyle zorluklar yaşadık ama iletişim ve anlayışla üstesinden geldik. Çocuklarım ve torunlarıma zaman ayırmaya çalışıyorum… Babam da doksan altı yaşında, ona da elimden geldiği kadar zaman ayırıyorum.

Gelecekte sizi heyecanlandıran bir planınız veya çalışmanız var mı?

Gelecekte yeni eserleri repertuvarıma almayı ve farklı projeler üzerinde çalışmayı planlıyorum. Bu, benim için heyecan verici bir yolculuk olacak.

Mesleğiniz ile ilgili en büyük korkunuz nedir?

En büyük korkum, müziğin ruhunu kaybetmek veya dinleyicilere yeterince ulaşamamaktır. Bu nedenle sürekli kendimi geliştirmeye çalışıyorum.

Ordu’da yapmış olduğunuz konserde duygu ve düşüncelerinizi merak ediyorum. İlgi nasıldı?

Ordu’daki konserim, duygusal açıdan çok özel bir deneyimdi. Dinleyicilerden gelen sıcak ilgi beni çok mutlu etti ve bu anı asla unutmayacağım. Ayrıca doğanın güzelliği beni büyüledi.

Kendinize sessizce hangi müziği fısıldardınız?

Kendime, huzur veren ve içsel bir yolculuğa çıkaran bir müziği fısıldardım; belki bir Chopin nocturne ya da Bach prelüdü.

Hayat felsefenizi ve müziğin sizin için ne ifade ettiğini merak ediyorum.

Hayat felsefem, her anı dolu dolu yaşamak ve müziğin duygusal bir iletişim aracı olduğunu düşünmek. Müzik, benim için bir yaşam biçimi ve kendimi ifade etme yoludur.

Müzik yapmak isteyenlere önemli bir tavsiyeniz var mı?

Müzik yapmak isteyenlere tek bir tavsiyem var; sevdiğiniz müziği yapın ve içten gelerek ifade edin. Disiplinle çalışmayı asla bırakmayın ve her zaman yeniliklere açık olun.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Her anı dolu dolu yaşamak ve sevdiklerimize değer vermek önemlidir.

Teşekkür ederim! Sevgilerimle

Bu güzel sohbet için zaman ayırdığınız için ben teşekkür ederim.

-----

Gülsin Onay, Müzik yaşamına “Harika Çocuk” olarak başladı, önemli müzisyenlerle çalışmalar yaptı. Chopin icracısı olarak uluslararası alanda kendini kabul ettirdi. Ahmed Adnan Saygun’un en güçlü yorumcusu olarak kabul gördü. Saygun’un eserlerinin dünya çapında tanıtılması, sevilmesi ve icrası konusunda öncülük etmektedir.Devlet Sanatçısı unvanı verilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Solisti’dir ve Bilkent Üniversitesi’nin de sürekli sanatçısıdır. Ayrıca 2003 yılından buyana UNICEF Türkiye İyi Niyet Elçisi’dir.(1)

Kaynak (1) Vikipedia

1091 10